كيف
يكتب الحبس
2- Vakıfname Nasıl
yazılır?
وذكر
الاختلاف على
بن عون في خبر
بن عمر فيه
أخبرنا
إسحاق بن
إبراهيم قال
أنبأنا أبو
داود الحفري
عمر بن سعد عن
سفيان الثوري
عن بن عون عن
نافع عن بن
عمر عن عمر
قال أصبت أرضا
من أرض خيبر
فأتيت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم فقلت
أصبت أرضا لم
أصب مالا أحب
إلي ولا أنفس
عندي منها قال
إن شئت تصدقت
بها فتصدق بها
على أن تباع ولا
توهب في
الفقراء وذي
القربى
والرقاب والضيف
وآبن السبيل
لا جناح على
من وليها أن
يأكل بالمعروف
غير متمول
مالا ويطعم
[-: 6391 :-] ibn Ömer, Hz. Ömer'in şöyle dediğini bildirir: "Hayber'den bir arazi parçasına sahip oldum. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gidip:
«Hayber'den
bir arazi parçasına sahip oldum ve şimdiye kadar ondan daha değerli, daha güzel
bir tarlam olmadı» dedim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
«Dilersen tarlayı tasadduk edebilirsin» buyurdu. Hz. Ömer, tarlayı satılmamak
ve hibe edilmemek üzere vakfetti. Meyvesini de fakirlere, akrabalara, kölelerin
azad edilmesine, misafirlere ve yolculara tasadduk edilmesini şart koştu. Ona bakan kişinin de
ihtiyacından fazla almamak şartıyla yemesinde ve yedirmesinde sakınca
olmadığını söyledi."
Mücteba: 7/230; Tuhfe: 10557
Diğer tahric: Hadisi Müslim (1633) rivayet etti.
Daha sonra 6399.
hadiste tekrar gelecektir. 6394. hadiste tahricine
bakınız.
أخبرني
هارون بن عبد
الله البزاز
قال حدثنا
معاوية بن
عمرو عن أبي
إسحاق
الفزاري عن أيوب
بن أبي عون عن
نافع عن بن
عمر عن عمر
رضى الله
تعالى عنه عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم نحوه
[-: 6392 :-] Hz. Ömer der ki: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ... " dedi ve yukarıdakinin aynısı bir hadis
rivayet etti.
Mücteba: 7/230; Tuhfe: 10557
أخبرنا حميد
بن مسعدة قال
حدثنا يزيد
وهو بن زريع
قال حدثنا بن
عون عن نافع
عن بن عمر عن
عمر قال أصاب
عمر أرضا
بخيبر فأتى
النبي صلى
الله عليه
وسلم فقال أصبت
أرضا لم أصب
مالا قط أنفس
عندي فكيف
تأمر به قال
إن شئت حبست
أصلها وتصدقت
بها فتصدق بها
عمر على أن لا
يباع أصلها
ولا يوهب ولا
يورث في
الفقراء
والقربى
والرقاب وفي
سبيل الله والضيف
وابن السبيل
لا جناح على
من وليها أن
يأكل منها
بالمعروف
ويطعم صديقا
غير متمول فيه
[-: 6393 :-] ibn Ömer anlatıyor: Hz. Ömer, Hayber'den
bir araziye sahip olduğunda, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e
gitti ve: "Hayber'den bir tarla aldım ve bu güne
kadar ondan daha güzel bir tarlam olmadı, bu tarlayı ne yapmamı
emredersin?" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Dilersen tarlayı
vakfedip mahsulünü tasadduk edersin" buyurdu.
Hz. Ömer, tarlayı satılmama, hibe edilmeme ve miras olmaması üzere fakirlere,
akrabalara, kölelerin azad' edilmesine, Allah yolunda
dilencilere, yolculara ve misafirlere harcanmak üzere tasadduk
etti. Ona bakan kişinin de satmamak şartıyla yemesinde ve dostuna yedirmesinde
sakınca olmadığını söyledi.
6394, 6395, 6397,
6398. hadiste tekrar gelecektir. 6391. hadise bakınız. - Mücteba: 6/230; Tuhfe:
7742
Diğer tahric: Hadisi Buhari (2737,
2764, 2772, 2773), Müslim (1632), Ebu Davud (2878), İbn Mace (2396,2397), Tirmizi (1375),
Ahmed, Müsned (4608) ve İbn Hibban (4899, 4900, 4901)
rivayet etmişlerdir.
أخبرنا
إسماعيل بن
مسعود قال
حدثنا بشر عن
بن عون قال
وأنبأنا حميد
بن مسعدة قال
حدثنا بشر قال
حدثنا بن عون
عن نافع عن بن
عمر قال أصاب
عمر أرضا
بخيبر فأتى
النبي صلى
الله عليه
وسلم فاستأمره
فيها فقال إني
أصبت أرضا
بخيبر لم أصب
مالا قط أنفس عندي
منه فما تأمر
فيها قال إن
شئت حبست
أصلها وتصدقت
بها فتصدق بها
على أنه لا
يباع أصلها ولا
يوهب ولا يورث
فتصدق بها في
الفقراء والقربى
وفي الرقاب
وفي سبيل الله
وابن السبيل
والضيف لا
جناح ثم انقطع
على بن معاوية
يعني على من
وليها أن يأكل
أو يطعم صديقا
غير متمول
واللفظ
لإسماعيل
[-: 6394 :-] ibn Ömer anlatıyor: Hz. Ömer, Hayber'den
bir tarla aldığında, Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem)'e gidip: "Hayber'den
bir tarla aldım ve bu güne kadar böyle güzel bir mal elime geçmedi, bu konuda
bana ne emredersin?" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Dilersen tarlayı
vakfedip meyvesini de tasadduk edersin". buyurdu. Hz. Ömer, tarlayı satılmama, hibe edilmeme ve miras
olmaması üzere vakfetti. Meyvesini de fakirlere, akrabalara, kölelerin azad edilmesine, Allah yolunda dilencilere, yolculara ve
misafirlere tasadduk edilmesini şart koştu. Tarlaya
bakan kişinin dostuna yedirmesinde sakınca olmadığını söyledi.
Lafız ismailindir
Mücteba: 6/231; Tuhfe: 7742
أخبرنا
إسحاق بن
إبراهيم قال
حدثنا أزهر عن
بن عون عن
نافع عن بن
عمر أن عمر
أصاب أرضا
بخيبر فأتى
النبي صلى
الله عليه
وسلم يستأمره
في ذلك فقال
إن شئت حبست
أصلها وتصدقت
بها فحبس أصلها
أن لا يباع
ولا يوهب ولا
يورث فتصدق
بها على الفقراء
والقربى
والرقاب وفي
المساكين وابن
السبيل
والضيف لا
جناح على من
وليها أن يأكل
منها
بالمعروف أو
يطعم صديقه
غير متمول فيه
[-: 6395 :-] ibn Ömer anlatıyor: Hz. Ömer, Hayber'den
bir tarla aldığında, Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem)'e gitti ve: "Bana bu konuda ne
emredersin?" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Dilersen tarlayı
vakfedip meyvesini de tasadduk edersin" buyurdu.
Hz. Ömer, tarlayı satılmama, hibe edilmeme ve miras olmaması üzere vakfetti.
Meyvesini de fakirlere, akrabalara, kölelerin azad
edilmesine, dilencilere, yolculara ve misafirlere harcanmak üzere tasadduk etti. Ona bakan kişinin de ihtiyacından fazla
almamak şartıyla yemesinde ve satmaksızın dostuna yedirmesinde sakınca
olmadığını söyledi.
Mücteba: 6/231; Tuhfe: 7742
أخبرنا أبو
بكر بن نافع
البصري قال
حدثنا بهز عن
أسد قال حدثنا
حماد قال حدثنا
ثابت عن أنس
قال لما نزلت
هذه الآية { لن تنالوا
البر حتى
تنفقوا مما
تحبون } قال
أبو طلحة أرى
ربنا ليسألنا
عن أموالنا
فأشهدك يا رسول
الله أني قد
جعلت أرضي لله
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
اجعلها في
قرابتك في
حسان بن ثابت
وأبي بن كعب
[-: 6396 :-] Enes bildiriyor:
"Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça «iyi» ye eremezsiniz ... " (AI-i Imran
92) ayeti nazil olduğu zaman Ebu Talha: "Rabbimiz
mallarımızdan başkalarına dağıtmamızı istiyor. Malımı Allah yolunda tasadduk edeceğim, sen de şahit ol ya Resulallah!"
deyince, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Onu akrabaların Hassan b. Sabit ile Ubey b. Ka'b'a ver!. buyurdu.
11066. hadiste tekrar
gelecektir. Daha uzun bir metinle 11067. hadiste geçti. - Tuhfe: 315
Diğer tahric: Hadisi Buhari (1461,
2318, 2752, 2758, 2769, 4554, 5611), Müslim 998 (32, 33), Ebu
Davud (1689) Tirmizi
(2997), Ahmed, Müsned
(12144) İbn Hibban (3340,
7182) rivaye: etmişlerdir.